Result from Foreign Dictionaries (7 entries found) |
From French-English Freedict dictionary [fd-fra-eng]:
aile [ɛl]
wing
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
family
1. aile
2. zürriyet, kabile, akraba
3. çoluk çocuk, ev bark
4. fasile, cins, tür. family Bible bir ailenin önemli günlerini kaydettiği içinde boş sayfaları bulunan büyük boy Kitabı Mukaddes. family circle aile çevresi, aile muhiti
5. tiyatroda üst balkon. family (man.) ev bark sahibi, aile babası. family name soyadı. family skeleton aile sırları. family tree aile kütüğü, şecere, soyaacı. in a family way (k.dili.) gebe, hamile.
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
folk
1. halk, ahali
2. kavim
3. millet
4. (çoğ.) insanlar, kimseler
5. (çoğ.), (k.dili.) akraba, aile, ana baba. folk dance halk oyunu. folk literature halk edebiyatı. folklore halkın malı olan gelenek, inanç, âdet, atasözü ve masallar
6. folklor, halkbilgisi. folk singer halk şarkıcısı, âşık. folk song halk sarkısı, türkü. folksy (A.B.D), (k.dili.) teklifsiz, samimi. folkways bir millete özgü âdetler.
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
house
1. ev, mesken, hane
2. ev halkı, aile
3. (kil.) piskoposlar meclisi
4. tiyatro, tiyatro seyircileri
5. hükümet meclisi
6. (gen.) b.h. hanedan
7. ticarethane, müessese
8. cemaat
9. (astr.) göğün on iki kısmından biri, zodyak'ın bir burcu
10. santranç hanesi. house agent (İng.) ev simsarı, komisyoncu. house arrest evde göz hapsi. house dog ev köpeği. house dress ev kıyafeti. house flag geminin bağlı olduğu şirketin bayrağı. house guest gece yatısı misafiri. house of cards dayanıksız iş
11. kolay yıkılan şey. House of Commons (İng.) Avam Kamarası. house of correction ıslahevi. house of detention tutukevi, tevkifhane. house of God tapınak, kilise. house of ill repute genelev. House of Lords (İng.) Lordlar Kamarası. house of refuge düşkünler evi. House of Representa- tivesA.B.D Temsilciler Meclisi. house party birkaç gecelik ev partisi: bu partiye katılanlar. house physician revir doktoru. house regulations iç tüzük. house surgeon nöbetçi operatör. bring down the house çok alkışlanmak
12. herkesi güldürmek, gülmekten kırıp geçirmek. country house (İng.) şehir dışında malikâne. disorderly house genelev, umumhane. keep house ev idare etmek. keep open house her gelen misafiri ağır- lamak, kapısı herkese açık olmak. like a house afire şiddetle, kuvvetle. on the house bedava, masrafı patrona veya müesseseye ait olmak üzere. People who live in glass houses should not throw stones. Sırça köşkte oturan başkasına taş atmaz. public house (İng.) meyhane
13. içkili lokantası olan otel. put one's house in order işlerini düzene koymak. shout from the housetops etrafa yaymak. town house şehir evi, kışlık ev. houseful ev dolusu.
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
household
1. ev halkı, aile
2. eve ait
3. evcil. household word her gün kullanılan kelime. householder aile reisi, evsahibi.
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
people
1. ahali halk
2. ulus, millet, kavim
3. ırk
4. tebaa
5. taraftarlar
6. aile, bir kimsenin yakınları
7. insanlar, beşer
8. (çoğ.) uluslar, milletler, kavimler
9. insanla doldurmak. good people, little people irlanda'da cinler. people' front (bak.) popular front.
From English-Turkish FreeDict Dictionary [reverse index] [fd-tur-eng]:
strain
1. nesil, soy, silsile, aile
2. hayvanlarda soy
3. (bahç.) ıslah edilmiş bitki cinsi
4. ırk veya millet özelliği
5. eser, iz
6. cüzt şey
7. ifade, tarz, usul
8. mizaç
9. nağme, makam
10. şiir parçası, şarkı.
Are you satisfied with the result?You can... Suggest your own translation to LongdoSearch other online dictionariesDiscussions
|